Ankara’da Nilüfer-Hüseyin Gazi Demiroğlu çiftinin 21 yıl yazdığı 2 mektup, kızları Yağmur Demiroğlu’na (21) teslim edildi.
Posta Telgraf Teşkilatı’nca (PTT) 2002’de başlatılan ‘Cumhuriyet’in 100’üncü Yılına Mektup Kampanyası’ kapsamında, Türkiye’nin çeşitli illerinde yaşayan 40 bin kişi, arkadaşlarına ve yakınlarına 2023 yılında teslim edilmek üzere mektup yazdı. Ankara’da yaşayan Nilüfer ve Hüseyin Gazi Demiroğlu çifti de kızları Yağmur’a biri doğmadan önce diğeri de doğduktan 1 ay sonra yazılmış 2 mektup gönderdi.
Demiroğlu çifti, mektubun arasına da o döneme ait para, pul ve fotoğrafları koydu. Mektuplar 21 yıl sonra, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Yağmur Demiroğlu’na teslim edildi. Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencisi Demiroğlu, daha cinsiyeti belli olmadan önce anne ve babasının kendisine yazdığı satırları okurken duygulandı.
’21 YIL ÖNCESİNDEN BİR MEKTUP GELDİ’
Yağmur Demiroğlu, anne ve babasının daha önce Cumhuriyet’in 100’üncü yılına özel bir sürprizden bahsettiğini; ancak konunun ne olduğunu bilmediğini belirterek, “Mektup bana ulaştığında çok şaşırdım. Çünkü 21 yıl öncesinden bir mektup geldi. Çok güzel saklanmış, hiçbir şekilde zarar görmemiş. Annemle babam bana yazmış, benim için çok güzel ve değerli bir hediye oldu. Mektup yazılırken ben daha doğmamıştım, annemin karnındaydım. İki mektup şeklinde yazmışlar. Biri annem bana hamileyken, diğeri de ben doğduktan sonra 1 aylıkken yazmışlar. İkisini birlikte mektuba koymuşlar. Annemin karnındayken yazılan mektup çok güzeldi. Annemin annelik duygularını yeni keşfedip, duygularının yüksekte olduğu bir mektup. Çok içten ve o annelik duygusunu tatmanın heyecanını öyle güzel anlatmış ki hem öğüt veriyor hem beni ne kadar çok sevdiğinden bahsediyor. Bir yandan da karnında bir çocuk var ve onun 21 yıl sonraki halini düşünerek yazmaya çalışıyor. Duygularını çok güzel yansıtmış. Babam ise mektubunda ileride ne olur ne olmaz diye onu tanımamı istemiş; hayata dair öğütler var. Mektupta ilk önce babamı tanıdım, bilmediğim bir sürü anısından bahsetmiş. Benim için çok değerli bir hediye oldu” dedi.
‘SANAT İLE İLGİLENMEMİ ÇOK İSTEMİŞ’
Annesinin mektubunun içeriğinden de bahseden Demiroğlu, “Annem, babamın resim yeteneğinden ve dayımın müzik yeteneğinden bahsetmiş. İleride iyi bir kariyer sahibi olmamın yanında sanat ile ilgilenmemi çok istemiş. Özellikle resim dalında olmasını çok istemiş. Şu an zaten tasarım okuyorum ve sanırım küçüklükten hissetmiş. ‘İnşallah ileride başarılı bir sanatçı olursun ve 21 sene sonra görürüz’ tarzında bir ifadesi var. O zamandan bunu temenni etmesi ve benim onunla alakalı bölüm okumam; beni çok mutlu etti” diye konuştu.
‘ÇOK GÜZEL BİR MİRAS BIRAKTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM’
Baba Demiroğlu ise mektubu yazmaya karar verdiklerinde kızlarının cinsiyetinin henüz belli olmadığını belirterek, “Cinsiyeti belli değildi, mektuba o ifadelerle başladım. O günkü duygularımı anlattım. İleride, hayatta olmazsak diye bizi tanıması için ona hayatımızı anlatan dipnotlar verdim” dedi. Anne Demiroğlu da mektubu çok yoğun duygular içinde yazdığını anlatarak, “Her annenin olduğu gibi mektupta hep iyi dileklerde bulundum. Hormonlardan dolayı duygularımın yüksek olduğu bir dönemdi. Ona hep iyi dilekler ve kendini iyi hissedecek şeyler söylemek istedim. Gerçekten öyle de oldu, çok iyi bir evlat oldu. Mektubu hep ağlayarak yazmışım. Doğduktan sonra da her hareketini yazmaya çalışmışım. Açıkçası ne yazdığımı bilmiyordum, mektubu okuyunca şaşırdım. Ona çok güzel bir miras bıraktığımızı düşünüyorum” diye konuştu. (DHA)