İzmir Bakırçay Üniversitesi’nden Prof. Dr. Recai Coşkun’un içeriği ve kaynakçası uydurma olan makalesi hakemli dergi tarafından sorgulanmadan kabul edilerek yayımlandı.
OZAN ÖMER KADÜKER – “Bilgelik Olarak Dijital İşletmecilik’ Comte’un ‘Religion of Humanity’sinden Sonra Sosyal Bilimler İçin Yeni Bir Felsefi Açılım Sunabilir mi?” başlıklı makale, Teoman, Deniz Seki, Küçük Emrah gibi şarkcılara atıflara; tuhaf kaynakçalara rağmen editörler ve hakemler tarafından fark edimediği için dergide yer aldı. Öyleki kaynakçalar arasında “Dariyus’a deyyus denmesinin psişik değeri üzerine çözümlemeler, Persopolis Yayıncılık”, “Desem Bir Türlü Demesem Bin Dert Toplumsal Araştırmalar Dergisi”, “Oğuz K. (M.Ö. 3000) Demir dağları delerken: Ötüken yolu yokuştur, Altıntuğ Yayıncılık”, Gamalı Haç Yayınları, Hurafe Yayınları gibi komik isimde uydurma yayınlar bile vardı.
‘Kaliteye dikkat çektim’
Social Sciences Research Journal’da yer alan makalesi hakkında Milliyet’e bilgi veren Coşkun, “Akademik kaygılarla yaptım, siyasi bir amacım yoktu. Doçentlik puanı, akademik teşvik, yeniden atanmalar gibi nedenlerden dolayı akademisyenlerin üzerinde puan toplama baskısı var. Akademik dergilerin ve makalelerin kalitesinin düştüğüne dikkat çekmek istedim. Çok iyi dergilerimize karşılık ücret karşılığında makalenin direkt yayınlandığı dergiler var. Dergi Park’ta bulunsun, hakemli, editörü profesör ve ücretli bir dergi olsun istediğim için o dergiyi seçtim” dedi.
Türkiye’nin Sokal olayı
Fizikçi Alan Sokal’ın da 1996’da hatalar ekleyerek Social Text dergisine yolladığı makalesi fark edilmeden yayımlanmıştı. Böylelikle Coşkun’un makalesi akademi tarihine ‘Türkiye’nin Sokal olayı’ olarak geçti. Fark edilmesi için makalede Sokal’a da yer verdiğini aktaran Coşkun, “Tuzak kurmadım. Teoman, Deniz Seki, Küçük Emrah var. Makalede alakasız cümleler, kaynakçalar bulunuyor. Editörün beni arayıp ‘Zamanımızı neden aldınız’ demesini bekliyordum. Ama sadece yazım hataları için bir revizyon geldi, bir de hakemler küçük önerilerde bulundu” diye konuştu.