TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul’da İbn Haldun Üniversitesi’nde ‘Nasıl yaşadılar; Sabahattin Zaim’ konulu panelde öğrencilerle bir araya geldi. Kurtulmuş, dünya üniversitelerinde fikirlerinden ötürü görevlerinden uzaklaştırılan akademisyen ve bilim insanlarına Türkiye’nin kapılarının açık olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul’da İbn Haldun Üniversitesi’nde ‘Nasıl yaşadılar; Sabahattin Zaim’ konulu panele katıldı. Burada öğrencilerle bir araya gelen Numan Kurtulmuş, Sabahattin Zaim’in hayatını anlatarak eğitim ve bilime dair açıklamalarda bulundu.
Numan Kurtulmuş yaptığı konuşmada, “Sabahattin Zaim hocanın çok belirgin özelliklerinden birisi Evlad-ı Fatihan olmasıdır. Kendisi Balkan kökenli Osmanlı’nın çözülme zamanlarını onun acılarını onun ızdıraplarını, çocukluk yıllarında yaşamış, Makedonya’nın Üsküp kentinin İştip kasabasında doğmuş. Çok sık oradaki hatıraları da anlatırdı. Orada doğmuş ve çocuk yaşlarında İstanbul’a gelerek Fatih semtine ailesiyle birlikte yerleşmiş bir Evlad-ı Fatihan’dır. Hatta oraya ait hatıralar anlatırken mesela Sultan Reşat’ın trenle payitahttan Avrupa’ya geçerken onun geleceğini haber alan balkan halklarının nasıl tren yolunun etrafına biriktiğini ve orada Sultan Reşat‘ın geçerken gözyaşlarıyla ağlayarak geçtiğini anlattığını hatırlıyorum. Böylesine Evlad-ı Fatihan olmak dolayısıyla balkan topraklarına bağlı ata yurduna baba yurduna bağlı aynı zamanda da bir Osmanlı evladı olmak dolayısıyla Osmanlı kültürüne bağlı bir zattı. Dünyanın dört bir tarafından gelen az sayıda bilim adamının fikirlerinin Türkiye ile buluşmasını temin etmiş, kendisi de hem yüksek lisans hem doktora seviyesinde yıllarca bu konularda çalışan arkadaşlara hem teşvik etmiş hem önünü açmıştır. Böylece Sabahattin Zaim hocanın iktisat alanında çalışma ekonomisi ve iş hayatı ile ilgili fikirlerinin yanında İslam ekonomisi ile ilgili çok önemli akademik çalışmaları oldu. Bu anlamda da önemli biridir. Özellikle Türk dünyasının bağımsızlığına kavuşmasından sonra da Türk dünyasıyla da yakın akademik ilişkiler içerisinde olduğunu biliyoruz. Daha önce başka bir yerde de ifade ettim bir kere daha söyleyeyim. Bunu söyleyince birilerinin ayarı bozuluyor ama yine söyleyeceğim. 1938 yılı o zaman Almanya Hitler dönemi Nazi dönemi. Birçok Alman Profesör, Almanya’da yaşayan Yahudi kökenli profesör baskılara dayanamadıkları için dünyanın dört bir tarafına dağılmışlar. 1938’de baskılardan kaçan Alman Yahudilerinin önemli bir kısmı Türkiye’ye gelmiştir. Örneğin İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde birçok bölümün kurulması bu Yahudi kökenli bilim adamları vasıtasıyla olmuştur. İstanbul Üniversitesi’nden, Kessler gibi Noymak gibi Ayzek gibi fevkalade değerli dünya çapında bilim adamlarından Sebahattin Zaim hoca ve onun akranı olan bilim adamları ciddi şekilde istifade etmiştir. Geçenlerde bugün de maalesef nasıl o tarihlerde Almanya’da oradaki Nazilerin baskısından kaçan bir sürü bilim adamı var ise ne yazık ki bugün de dünya üniversitelerinde Siyonist akademik baskılardan kaçmak kaçıp kurtulmak isteyen çok sayıda insanlar görüyorsunuz. Son bir haftadır Amerika Birleşik Devletleri’nin önemli üniversitelerinin hemen tamamında sadece öğrenciler değil aynı zamanda öğretim üyeleri de Siyonist baskıya karşı İsrail’in işlediği suçlara karşı kendi görüşlerini ifade etmeye çalışıyorlar. Ve bu protestolar sırasında 7 Ekim’den bu yana onlarca bilim insanı üniversitelerindeki görevinden atılmıştır. Biliyorsunuz Harvard’de birçok büyük üniversitede öğretim üyeleri görevlerinden atıldı. Almanya’da aynı şekilde büyük üniversitelerde öğretim üyesi olarak ders veren, konferans veren hocalar sırf Antisiyonist fikirleri dolayısıyla işlerine son verildi. Bir kere daha buradan bir bilim yuvasından sesleniyorum. Dünya çapında da hala batı dünyasında bile kendisine yaklaşacak seviyede bir bilim adamının yetişmediğş İbni Haldun‘un isminin altında söylüyorum; Şu anda dünyanın dört bir tarafında baskıdan bunalmış olan insaf sahibi, vicdan sahibi, ilim sahibi, irfan sahibi bütün öğretim üyelerine Türkiye’nin üniversitelerinin kapıları sonuna kadar açıktır” dedi.
Kurtulmuş, konuşmasının ardından öğrencilerden gelen sorulara cevap verdi. Panel yapılan soru cevapların ardından sona erdi.