Orta Doğu son yılların en sıcak günlerini yaşıyor. İsrail’in, İran’ın 300’den fazla kamikaze silahlı insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği saldırıların ardından nasıl bir cevap vereceği ise büyük merak konusu. İsrail’in Suriye’deki İran Büyükelçiliği’ni vurmasıyla başlayan ve İran’ın saldırılarıyla devam eden sürecin yeni aşamasını uzmanlar, Milliyet.com.tr için yorumladı.
Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – İsrail’in 1 Nisan’da Suriye’de bulunan İran Büyükelçiliği yerleşkesine gerçekleştirdiği hava saldırısının ardından İran’ın cevap olarak İsrail’e karşı gerçekleştirdiği ‘Gerçek Vaat’ operasyonunun yankıları sürüyor. İran’ın İsrail’i çok sayıda kamikaze İHA, seyit füzesi ve balistik füzeyle hedef aldığı saldırıların ardından gözler İsrail’in vereceği cevaba döndü. Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı ve Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan, İran ile İsrail arasında yaşanan gelişmeleri yorumladı.
‘İRAN İLK KEZ BU KADAR UZAĞA FÜZE GÖNDERDİ’
7 Ekim’de gerçekleşen Hamas saldırılarının arkasından İsrail’in dokunulmazlık algısının yıkıldığını hatırlatarak söze başlayan Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan, İran’ın da ilk kez kendi topraklarından ateşlediği füze ve kamikaze İHA sistemleriyle ‘Gerçek Vaat’ operasyonu özelinde çok ciddi bir tehdit oluşturmamış olsa da genelde İsrail için doğrudan bir tehdit olabileceğini gösterdiğini söyledi. Erkan, “Bu saldırıların aslında haber vererek yapılmış olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü ateşlenen kamikaze drone sistemleri saatte 200 kilometre hızla uçup yaklaşık 5 saatte bir hedefe varmaya çalıştılar. Irak’ta yerleşim yerlerinin üzerinden uçtular. Tüm bunları göz önüne alırsak aslında bu saldırının dolaylı olarak haber verilmiş bir saldırı olduğunu söyleyebiliriz. Böylece olası can kayıplarının önüne geçilmiş oldu ve bu sayede İsrail’in çok daha ağır bir karşılık vermesinin önüne geçilmiş oldu” dedi.
‘Gerçek Vaat’ adı verilen operasyonda en önemli detayların balistik füzeler ve İsrail’in kendi müttefikleriyle arasında olan koordinasyon olduğunu düşündüğünü ifade eden Erkan, “İran ilk kez bu kadar uzun bir menzile balistik füze gönderdi. Bu durumun ardından İsrail, ABD ve İngiltere’nin birbirleri arasında çok iyi iş birliği yaptığını gördük. İsrail sensörü ABD silahını ateşliyor, ABD sensörü İsrail silahına komut veriyor, İsrail’in radar sistemleri ABD füze destroyerlerindeki AEGIS savunma sistemi tarafından ateşlenen hava savunma füzelerine komut veriyor. Böyle bir koordinasyonun şu anda NATO içindeki Batılı müttefikler arasında bile olmadığını söyleyebiliriz. Buna karşılık bu koordinasyonun ABD, İsrail ve İngiltere arasında gayet rahat işlediğini görüyoruz” yorumunu yaptı.
İsrail’in elindeki bütün sistemleri deneme imkanı bulmuş olduğuna dikkat çeken Kozan Selçuk Erkan, “Drone ve seyir füzelerinin tamamını durdurmayı başardılar. Balistik füzeleri de yüzde 97 oranında durdurabildiklerini belirtiyorlar. Açıklanan bilgilere bakarak İsrail’in hava savunması doyumsuz saldırılara karşı kendini kanıtlamış oldu denilebilir” ifadelerini kullandı.
‘GERİLİM ARTIK FARKLI BİR BOYUTA TAŞINDI’
İran ile İsrail arasındaki gerginliğin uzun bir geçmişe sahip olduğunu belirten Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı da, “İran için İsrail, İsrail için de İran dış politika söz konusu olduğunda çok önemli hedefler. İsrail uzun süredir İran’ın bölgede bulunan vekil güçlerini hedef alırken bir yandan da İran Devrim Muhafızları Ordusu’nda görevli olan üst düzey isimleri hedef alıyordu. Bu zamana kadar bu üst düzey isimlerden yaklaşık 7’si suikastlerin merkezindeydi ve bunların en önemlisi Kasım Süleymani olmuştu. Kasım Süleymani’nin mezarı da geçtiğimiz aylarda bir terör saldırısında hedef alınmış ve çok sayıda can kaybının yaşanmıştı. Tüm bunlar bir araya geldiğinde İran’ın kendisine yönelik bu faaliyetlere bir cevap vermesi gerekiyordu. Dolayısıyla İran’ın da bu şekilde bir misilleme operasyonu yaptığını gördük. Tabii bu askeri faaliyetin gürültüsünün çok fazla olmasının aksine ortaya çıkardığı askeri zarar neredeyse yok gibi. Ancak bu meseleyi önemsizleştirmez. Bu güne kadar taşeron aktörler üzerinden gerçekleşen sıcak temas ilk kez doğrudan saldırılarla yeni bir boyuta taşındı. Bu temasta şimdi de İsrail’in misillemesini bekliyoruz” dedi.
Demir kubbe hava savunma sistemi
‘ÇOK ŞİDDETLİ BİR KARŞILIK OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM’
Kozan Selçuk Erkan’a göre İsrail’in İran’a vereceği olası karşılık çok şiddetli olmayacak. Erkan, “İsrail Hava Kuvvetleri, İran’ın ikmal hatlarını vurabilir. Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen’de bulunan İran vekil güçleri hedef alınabilir. Ancak böyle bir saldırı tıpkı Suriye’de bulunan İran Büyükelçiliği’nin vurulması gibi daha cesaret gerektiren bir hedefe olabilir ya da İran’ın nükleer programına zarar verecek bir saldırı da yapılabilir. Ancak ben bu saldırılarda ölçülü bir hasar verileceğini düşünüyorum. İran’ın saldırısının gerekçesi büyükelçilik binasının hedef alındığı saldırıda yaşadığı can kayıplarıydı. Böyle bir ortamda İsrail’de can kayıplarına sebep olmayacak, yüzeysel bir saldırı yapacağını düşünüyorum. Çünkü petrol fiyatlarını artıracak olan böyle bir gerilim kimsenin işine gelmeyecektir. Özellikle de seçim arifesinde olan ABD’nin hiç işine gelmeyecektir” diye konuştu.
“İran’a karşı F-35 savaş uçaklarını kullanmaları mümkün. Ancak muhtemelen uzun menzilli seyir füzeleri kullanarak füzelere karşı füzelerle cevap verebilirler. İsrail’in elinde bolca havadan atılabilen uzun menzilli seyir füzeleri var. Hatta F-16 uçaklarından atılan balistik füzelere de sahipler. Yani İran hava sahasına girmeden bu tür bir saldırı düzenleyebilirler. Ürdün hava sahasına girerek yapacakları bir saldırıda İran’ı hedef alabilecek yeteneğe sahipler. Yine denizaltılarından füze de atabilirler. Bunu saldırı olmadan göremeyiz. Ancak İran’ın da çok etkili bir hava savunma ve erken ihbar ağı olmadığı için böyle bir saldırıda İsrail’in belirlediği hedefleri vurması ihtimali yüksek olacaktır. Böyle bir saldırı da insan kaybından çok belirledikleri tesislerin alt yapısını hedef alacaklarını düşünüyorum.” – Kozan Selçuk Erkan
‘GERİLİM AZALARAK SONA ERECEKTİR’
İsrail’in olası saldırısının ardından İran’ın bir kez daha misilleme yapacağını düşündüğünü belirten Kozan Selçuk Erkan, “Böyle bir durumda İran bir önceki saldırıda kullandığından daha fazla drone ve füze kullanabilir. Ancak ben gerilimin azalarak son bulmasını bekliyorum. Netenyahu’nun ikinci bir cephe açmayı istediğini düşünmüyorum. ABD’nin de bölgede tansiyonun yükselmesini istemediğini görüyoruz. Çin’in İran ve Suudi Arabistan arasındaki buzları eritmek için uzun süredir çabaladığını biliyoruz. Yani şu an Rusya’yı hariç tutarsak dünyada söz sahibi olan hiçbir güç için bu bölgede gerilimin artması bir işe yaramıyor. Zaten İran’ın da aslında saldırılardan önce haber vermesi bu amacı taşıyan doğru bir yaklaşım. Kasım Süleymani suikastinden sonra dahi ABD’ye verecekleri karşılığı önceden bildirerek sadece karşılık verme haklarını kullandılar. Yani dertleri dünya savaşı çıkarmak değil” detaylarını paylaştı.
İsrail’in yapacağı olası saldırının açıktan olacağını düşündüğünü ifade eden Erkan şunları da ekledi: “İsrail zaten daha önce defalarca gizli şekilde İran’a karşı siber saldırılar yaptı. Ancak burada saldırdığını göstermesi gerekiyor. Yani açıktan saldırması gerekiyor. ‘Bu saldırı benim İran’a olan karşılığımdır’ diyebileceği bir saldırı yapması gerekiyor.”
‘ÇATIŞMA SARMALI BEKLEMİYORUM’
İsrail’in olası misillemesinin ardından İran’ın tekrar karşılık vermesini çatışma sarmalı olarak tanımlayan Doç. Dr. Darıcılı da, “Ben o şekilde bir çatışma sarmalı olacağını düşünmüyorum ama İran ile İsrail arasında yaşanan mücadele eskisinden daha şiddetli devam edebilir. İki ülke arasında vekil aktörlere yönelik saldırılar, suikastler, ülke içinde sabotajlar gibi çatışma süreçlerini bölgede önümüzdeki yıllarda daha çok göreceğiz. Tüm bunlar İsrail-Hamas çatışmasından da bağımsız değil. Eğer bu çatışma bir ateşkes veya takas anlaşmasıyla neticelenirse İran ile İsrail arasındaki tansiyon da düşecektir. İki ülke arasındaki tansiyonun sebebi İsrail-Hamas çatışması değil ancak bu çatışmanın sonlanması bölgede genel olarak tansiyonu düşürür. Bu konuda da mayıs ayını işaret eden kaynaklar mevcut. Bunu bekleyerek göreceğiz” dedi.
“İsrail tarafından çok sert açıklamalar geliyor olsa da olası misillemenin şiddetinin ABD’nin tutum ve davranışlarına göre şekilleneceğini düşünüyorum. ABD şu an çatışmaların derinleşmesini ve bölgesel bir savaşa dönüşmesini istemiyor. Bu sebeple İsrail’e vereceği cevap konusunda baskı yapıyor. Ben ABD’nin baskılarının sonuç vereceğini düşünüyorum. Sembolik olarak İran’ın ‘Canını yakacak’ bir cevap olacaktır ancak çatışmayı da çok büyütmeyecek bir saldırı olacak. Ancak bunlar rasyonel çıkarımlar. Netanyahu ve onun aşırı sağcı ortakları bu noktada rasyonel olmayan adımlar atabilirler. Burada İsrail içindeki iktidar ve güç mücadelesinin de payı olacaktır. Son aşamada ABD’nin tavrı belirleyici olacaktır.” – Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı