Deprem hafızalara, bir babanın, enkaz altında hayatını kaybeden kızının elini bırakmadığı fotoğraf karesiyle kazındı. Adıyaman’da KKTC’li sporcu çocuklar, öğretmenleri ve turist rehberlerinin hayatını kaybettiği İsias Otel de depremin bir başka acı simgesi…
Çiğdem Yılmaz / İSTANBUL – İsias Otel… Deprem-deki büyük acının simgeleştiği enkazlardan biri… Adıyaman’daki otelde, 35’i KKTC’li sporcu çocuklar ve öğretmenlerden oluşan “Şampiyon Melekler” kafilesiyle birlikte Türkiye Turist Rehberleri Birliği üyelerinin de bulunduğu 72 kişi hayatını kaybetti. Otelle ilgili davada beşi tutuklu 11 sanık, 22 yıl altı aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Sanıklar, ilk kez 3 Ocak’ta Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Dört gün süren ilk duruşmada, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi, mahkeme 26 Nisan’a ertelendi.
Otel’de hayatını kaybedenlerin aileleri, yaşadıklarını ve hukuk mücadelelerini Milliyet’e anlattı…
İsias Otel’de hayatını kaybeden tur rehberlerinden Çiğdem Şimşek’in ağabeyi Niyazi Şimşek yaşadıkları acının ilk günkü gibi taze olduğunu söylüyor: “Kız kardeşimi Van’a defnettik. Annem ve babam normalde İstanbul’da yaşıyorlardı ancak kız kardeşimi Van’a defnettik diye ailem de oraya döndü. Hepimizin yaşadığı şey büyük bir trajedi. Bizim için belki de en büyük şans Kıbrıslı ailelerle birlikte olmamızdı. Davaya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ünal Üstel, beraberin-deki üç bakan, dokuz milletvekili-nin katılması da oldukça önemliydi. Bu saatten sonra tek istediğimiz adaletin yerini bulması.”
‘Ateş sönmüyor’
26 yaşındaki tur rehberi Müzeyyen Gökçen de İsias Otel’de yaşamını yitirdi. Babası İsmail Gökçen (52), “Müzeyyen bizim tek çocuğumuz, tek varlığımızdı” diyor; “Hayattaki her şeyimiz kızımızdı. Hep kendi işini yapmak istiyordu ve işine de tutkuyla bağlıydı. Ölümüyle birlikte ocağımıza ateş düştü ve o ateş sönmüyor. Adıyaman’daki duruşmaya gittiğimizde bir kez daha öldük. Yapılan savunmalar tiyatrodan farksız değildi. Dava gidip döndük ve her şey ilk gün yaşadığımız duygulara döndü. Adıyaman’da şunu gördüm; otelin sağında solunda yakınında ayakta duran binalar varken, otel yerle bir olmuş durumdaydı. Tek duyduğum şey acı ve bir yıldır bu acı hiç değişmedi.”
Son kez ‘anne’ dedi
27 yaşındaki tur rehberi Nazım Can Hartlap da otelde yaşamını yitirenler arasında. Annesi Hilal Düzgünce (48) oğluyla enkaz altında görüşmüş: “Oğlum depremin olduğu gün arkadaşının telefonundan mesaj atıp, ‘Anne deprem oldu, iyiyim’ dedi. O mesajı enkazın altındayken atmış, bunu bilmiyorduk. Daha sonra ise aynı gün oğlumu aradığımda, derinden bir ses sadece ‘anne anne’ diyebildi. Oğlumdan duyduğum son sözlerdi. Oğlum enkaz çıkarıldıktan sonra aynı gün iç kanamadan hayatını kaybetmiş. Acımızı yaşamadan adalet arayışına girdik. Duruşmada da saçma sapan savunmalarla karşılaştık ve bir yıkım daha yaşadık.”
Şampiyon Melekler
İsias Otel’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden 26 öğrenci, dört öğretmen ve beş veli de hayatını kaybetti.
13 yaşındaki Aras Aktuğralı da hayatını kaybeden öğrencilerden biri. Babası Murat Aktuğralı, depremden hemen sonra Adıyaman’a gidip 5 gün boyunca enkazın başında beklediklerini anlatıyor: “O an yaşadığımız kargaşa ve acıyla biz her yerin yıkıldığını sanıyorduk. Ancak ocağın ilk haftası duruşma için Adıyaman’a gittiğimizde gördüğümüz manzara bambaşkaydı. Ayakta duran onlarca yapının arasında geçip gittik ve şunu gördük, bilime uygun yapılan yapılar ayakta sağlam duruyor. Usulsüz olarak yapılan yapılar da yerle bir olmuş durumda. Biz biliyoruz ki, bizim çocuklarımız geri gelmeyecek ama adaletin yerini bulması için de elimizden geleni sonuna kadar yapacağız. Tüm sorumluların en ağır cezayı almasını istiyoruz.”
‘Bu bir cinayet’
Depremde hayatını kaybeden 13 yaşındaki Selin Karakaya’nın annesi Ruşen Karakaya, “Biz her gün 6 Şubat’a uyanıyoruz. Biz yavrularımızı mutlu mesut gönderdik ama mutlu mesut gönderdiğimiz yavrularımızın cenazelerini aldık. Acımız da öfkemiz de her geçen gün artıyor. Adalet yerini bulana kadar da değişmeyecek. Yaşanan kayıplar normal değil, bunun bir cinayet olduğunu anlamamız gerekiyor. Bizim, geleceği çok parlak olan çocuklarımız öldürüldü” diyor.
‘Emsal olmalı’
14 yaşındaki kızı Serin İpekoğlu’nu kaybeden Pervin Aksoy şunları söylüyor: “Bir yıl oldu ama acı hiç dinmiyor ve gün geçtikçe artan bir özlem ve çaresizlik var. Özlemimiz dinmeyecek. Biz İsias’ın emsal bir dava olmasını ve suçluların olası kastla yargılanıp en ağır cezayı almasını istiyoruz. ‘Güvenli turizm’ sertifikası almış bir otel çocuklarımıza mezar olurken hemen yanındaki binalar sağlam bir şekilde ayakta duruyordu, bu kabul edilir bir şey değil.”
Osman Akın’da depremde iki oğlunu kaybetti. Doruk Akın 13, Alp Akın 12 yaşındaydı. İkisi de aynı okul ve aynı takımdaydı. Baba Akın, “6 Şubat’tan sonra hayatımız yarım kaldı” diyor: “Bundan sonra tek derdimiz bu zihniyetle mücadele etmek. Bizim çocuklarımızı deprem değil, bu yapıları bu şekilde yapan zihniyet öldürdü. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Hepimizin acısı ortak ve bu acı geçmiyor.”
‘Bu acı hep bizimle kalacak’
Kahramanmaraş’ta AFP Muhabiri Adem Altan’ın depremde hayatını kaybeden kızı Irmak Leyla’nın elini bırakmayan Mesut Hançer’i çektiği fotoğraf karesi, hem gönüllerde hem hafızalarda derin izler bıraktı.
Mesut Hançer, depremin ardından üç çocuğu ve eşiyle birlikte Ankara’ya taşındı. Bir insanı, Hançer Ailesi’ne Keçiören’de bir ev aldı. Bir televizyon kanalının idari işler bölümünde çalışan Hançer, ailesiyle birlikte yeni bir hayata başlamak için çaba gösterse de yaşadığı acının hala ilk günkü gibi olduğunu söylüyor.
15 yaşındaki kızı Leyla’yı, annesini, kardeşlerini ve birçok akrabasını depremde kaybeden Mustafa Hançer yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “O deprem hayatta yaşadığım en zor olaydı, anlatması çok zor. En küçük kızımla birlikte bütün sülalemi bir dakika içerisinde kaybettim ve her şeyimiz o andan sonra alt üst oldu. Leylam, kardeşlerim, annem, yengem hepsi gitti. Bu acı da bizimle bir ömür boyu kalacak, bu acı hep bizimle olacak. Bizim dışımızda bu acıyı yaşayan ve paylaşan çok kişi oldu ama sizler unutursunuz da bizler unutamayız bu acıyı.
Bir dakikada dünyam alt üst oldu, hâlâ o anı yaşıyoruz ve aklımızdan hiç çıkmıyor. Cenazelerimizi Kahramanmaraş’a defnettik. Ben çalıştığım için her zaman gidemiyorum mezara, bayramda gittim, bir de yıl dönümünde gideceğim ama eşim Gülseren her ay mutlaka kızımı ziyarete gidiyor.”
Kahraman köpek Proteo
Depremin ardından arama-kurtarma çalışmalarına çok sayıda eğitimli köpek de katıldı. Meksika’dan Adıyaman’a gelen Proteo da onlardan biriydi. Proteo çalışmaların ardından hayatını kaybetti. Meksikalı köpeğin eğitmeni yaptığı açıklamada, Proteo’nun deprem bölgesinde geçirdiği yoğun tempo ve iklim şartlarının etkilemesi sonucu öldüğünü bildirmişti.