Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC’nin tarihi lideri Rauf Denktaş’ı anma toplantısındaki konuşmasında KKTC’nin gelişebilmesi, Doğu Akdeniz bölgesinde bir çekim merkezi haline getirilmesi için ortak çalışmaların sürdürüldüğünü açıkladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreterliği’nde KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın 100’üncü doğum günü için düzenlenen anma programına katıldı. Programa, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev ve davetliler de katıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Rauf Denktaş’ı 100’üncü doğum yıl dönümü nedeniyle rahmet ve saygıyla andığını belirtti. Kıbrıs Türkü’nün on yıllarca Rum mezalimine korkusuzca direndiğini ve can verdiğini, buna rağmen hürriyetinden vazgeçmediğini aktaran Yılmaz, “Kıbrıs Türkü, EOKA zulmüne rağmen 1571’den beri yurdu, memleketi bildiği toprağını bırakmamış; egemenliğinden asla taviz vermemiştir. Kıbrıs Türklerinin efsanevi direniş destanı, Ada’nın Yunanistan’a bağlanması anlamına gelen Rumların Enosis hayaline bir hançer gibi saplanmış Kıbrıs Türkü katledilirken seyreden dünyaya, azmin zaferini göstermiştir. Rauf Denktaş, Kıbrıs Türkü’nün bu varoluş mücadelesine önderlik etmiş, sadece Kıbrıs’ta değil, tüm Türk dünyasında yakın tarihimizin sembol isimlerinden birisi olmuştur” diye konuştu.
‘FİKİR VE DEVLET ADAMI OLARAK HAFIZALARDA YER ETMİŞTİR’
Denktaş’ın yeni bir devletin kurucu lideri olarak tarihe adını yazdırdığını kaydeden Yılmaz, “Bunun yanı sıra; gerek fotoğrafçılığı gerek yazarlığı ile çok yönlü bir fikir ve devlet adamı olarak hafızalarda yer etmiştir. Sayın Denktaş’ın lensinden yansıyan kareler, Denktaş’ın sadece siyasi bir figür değil, memleket sevdasını fotoğrafla ölümsüzleştirecek kadar tutkulu bir vatansever olduğunu anlatıyor. Fotoğraf dışında mücadelesini, bayrağına ve özgürlüğüne olan düşkünlüğünü gelecek nesillere aktarabilmek için hatırat tutup yayınlaması, farkındalığı yüksek bir liderin duygusal derinliklerini en güzel şekilde gösteriyor” ifadelerini kullandı.
‘KIBRIS’TA ÇÖZÜM, BÖLGESEL İSTİKRARA DA KATKIDA BULUNACAK’
Rauf Denktaş’ın geride bıraktığı mirası kararlılıkla savunduklarını ve Kıbrıs Türkü’nün egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün tescili için durmadan çalıştıklarını dile getiren Yılmaz, “KKTC’nin 40 yıldır ayrı bir devlet, ayrı bir demokrasi olduğu gerçeğini her platformda muhataplarımıza anlatıyoruz. Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının, bir diğer ifadeyle egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, çözüme giden yolu açacak anahtardır. Kıbrıs Adası’nda çözüm, bölgesel istikrar ve refaha da katkıda bulunacaktır. Bu şekilde olacak bir çözüm tüm taraflara, tüm paydaşlara fayda sağlayacaktır. Daha huzurlu, daha müreffeh, geleceği daha güçlü bir Doğu Akdeniz’in oluşumunu da ortaya koyacaktır. Haksız, hukuksuz ambargolara rağmen KKTC’nin gelişebilmesi, Doğu Akdeniz bölgesinde bir çekim merkezi haline getirilmesi için ortak çalışmalarımız sürüyor. ‘Bir kapı kapalıysa diğer kapıyı açarız’ diyoruz. Hiçbir zaman yılmadan, yorulmadan KKTC’nin dünyayla olan ilişkilerini, bağlarını üst seviyelere çıkarmaya gayret ediyoruz. Bu kapsamda, İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmamız çerçevesinde Kuzey Kıbrıs’ı turizminden tarımına, kültüründen altyapısına her alanda destekliyoruz. Desteklemeye de devam edeceğiz. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ve Kuzey Kıbrıs yetkilileri ile birlikte yeni mali iş birliği programı üzerinde çalışıyoruz. Sayın Denktaş’ın ileri taşıdığı milli davamız yolunda, Kıbrıs Türklerine hak ettikleri güzel yarınları sunmak için Cumhurbaşkanımız liderliğinde çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Ada’da Kıbrıs Türk halkına reva görülenlerin büyük bir haksızlık olduğunu söyleyerek, “Ayrı dili, ayrı diniyle, ayrı kültürüyle, her türlü kültürel mirası ile ayrı bir halk olma özelliği taşıyan Kıbrıs Türk halkı, elbette kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. 1963 Kanlı Noel ile bizleri silah zoruyla devletin dışına iterek, bizleri yok etmek için çırpınanlar, kendi işgal ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti ile dünyaya kendilerini tanıtırken, Kıbrıs Türk halkının kendi devletini kurması gerekiyordu” dedi.