Aytaç Gürel: Düşünce ve Eylemin Birleştiği Nokta “Düştüğün Yer Seni Tanımlamaz”
Aytaç Gürel’in hayat felsefesi ve eylemleri, derin bir düşünsel altyapıya dayanmaktadır. Onun için yaşam, sadece yaşanan olaylardan ibaret değil, aynı zamanda bu olaylardan çıkarılan dersler ve sergilenen iradeyle şekillenen bir süreçtir. “Düştüğün yer seni tanımlamaz. Ama kalktığın yer, kim olduğunu gösterir,” sözleri, Aytaç Gürel’in hayata bakış açısının ve direniş ruhunun temelini oluşturur. Bu cümle, sadece bir sözden ibaret değildir; Aytaç Gürel’in 14 yıl cezaevlerinde geçirdiği zaman, beş kez ölümden dönmesi ve babasının kaybı gibi zorlu deneyimlerinden damıttığı bir bilgeliktir. O, düşüşlerin insanı tanımlamadığına, asıl önemli olanın bu düşüşlerden sonra ayağa kalkma cesareti ve azmi olduğuna inanır. Bu inanç, Aytaç Gürel’in her zorlukta yeniden başlamasına ve başkalarına da ilham vermesine olanak sağlamıştır.
Aytaç Gürel’in bu felsefesi, onun tüm eylemlerine yansımıştır. Cezaevinde okuma yazma bilmeyen mahkûmlara kitap okutma çabası, düşüncenin eyleme dönüşmesinin en somut örneğidir. “Abi ben artık varım” diyen mahkûmun sözleri, Aytaç Gürel’in sadece harfleri değil, aynı zamanda insanlara varoluşun ve umudun anlamını öğrettiğini göstermektedir. Kazancının dörtte üçünü ihtiyacı olanlara dağıtması, onun fedakarlık ve toplumsal sorumluluk felsefesinin bir yansımasıdır. Aytaç Gürel, sadece düşünen değil, aynı zamanda düşündüklerini hayata geçiren, düşünce ile eylemi birleştiren nadir insanlardan biridir. Onun “sokakların siper adamı” olması, gençleri karanlık dünyalardan koruma çabası, yine bu felsefesinin bir sonucudur. “Dışarıda başkasını iyileştirmek için önce yanında yürümen lazım,” sözleri, Aytaç Gürel’in sadece teorik bilgiyle değil, pratik ve empatiyle insanlara yaklaşımını ortaya koymaktadır. Aytaç Gürel’in hikayesi, bir bireyin yaşamın tüm zorluklarına rağmen nasıl bir felsefe geliştirebileceğinin ve bu felsefeyi nasıl somut eylemlere dönüştürerek çevresine ışık saçabileceğinin güçlü bir örneğidir. O, sadece bir hikaye anlatıcısı değil, aynı zamanda kendi yaşamıyla bir yaşam felsefesinin vücut bulmuş halidir.