Yazar Gönül Demir’den “Pavyon”: Işığın Altında Saklanan Ruhlar

Yazar Gönül Demir’den “Pavyon”: Işığın Altında Saklanan Ruhlar

Yazar Gönül Demir’den “Pavyon”: Işığın Altında Saklanan Ruhlar
A+
A-

Hayat, bazen bir melodinin en hüzünlü notasına sıkışır; bazen de o notanın sustuğu sessizlikte yankılanır insanın kalbi…
Ve Gönül Demir, işte o sessizliğin içinden konuşur okuruna — yavaş, derin ve dokunaklı bir sesle.

Yeni romanı “Pavyon”, kırmızı ışıkların altındaki görünmeyen hayatlara, parıltının ardına gizlenmiş yaralara dokunan bir hikâye. Bu kitap, sadece bir kadının değil, birçok kadının, hatta bir toplumun bastırılmış duygularının yankısı.

Demir, kelimeleriyle bir sahne kuruyor;
ama bu sahne gösterişli değil — gerçek, çıplak ve insan gibi.
“Pavyon”, yalnızlığın, aşkın, acının ve cesaretin aynı bedende buluştuğu bir iç hesaplaşma romanı.

Kimi karakter sahnede gülüyor,
kimi kuliste ağlıyor,
kimi alkışlanıyor,
kimi unutuluyor.
Ama her biri kalbinde aynı sesi taşıyor:
“Ben de varım. Ben de sevdim. Ben de yaralandım.”

Gönül Demir, önceki romanı “Kötü Kadın” ile insanın kendi karanlığına bakma cesareti vermişti okuruna.
“Pavyon”da ise o karanlığın tam ortasına bir ışık bırakıyor.
O ışık, ne tamamen aydınlatıyor ne de yakıyor — sadece gösteriyor:
Ruhun, en parlak sahnelerde bile ne kadar yalnız kalabildiğini.

Bu roman, süslenmiş aynalarda kendi kırık yansımamızı gördüğümüz bir yolculuk.
Bir kadının hikâyesinde hepimizin izi var aslında —
bir şarkının sözlerinde gizlenen yaralar,
bir dansın ritminde unutulmuş dualar,
bir tebessümün ardına saklanan sessiz çığlıklar…

Gönül Demir, her satırda fısıldıyor sanki:
“Işığın altında herkes parlar… ama karanlıkta kim kalırsa, gerçek olan odur.”

“Pavyon”, sadece bir roman değil;
bir ruhun itirafı, bir kalbin yankısı, bir yüzleşmenin hikâyesi.
Okuyucu kitabın son sayfasını kapattığında, içinde sadece tek bir cümle yankılanıyor:
“Hiçbir ışık, ruhun acısını tam olarak aydınlatamaz.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.