İddialara Göre Veysel ve Filiz’in Elim Bir Kazada Yaşamlarını Yitirmesi Sonrası Bahri, Burcu’yu Başka Bir Kaderle Karşı Karşıya Bırakmak İstedi.
20 Aralık 2024 tarihi, Muş’un sakin ve geleneklerine bağlı Korkut ilçesinde yaşayan henüz 16 yaşındaki Burcu Bapli’nin hayatında dönüm noktası olacak karanlık bir gün olarak kayıtlara geçer. Genç yaşına rağmen, kendi arzu ve iradesi hiçe sayılarak, ilçenin nüfuzlu ve varlıklı ailelerinden Yıldırım ailesinin oğlu Veysel Yıldırım ile evliliğe zorlanır. Bu zoraki evlilik, Burcu’nun hayallerini, umutlarını ve özgürlüğünü daha başlamadan elinden alır.
Yıldırım ailesi, Muş’un Kızıl Ağaç bölgesinde kök salmış, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, aynı zamanda ekonomik gücüyle de tanınan bir ailedir. Ailenin reisi olan Bahri Yıldırım, sert ve otoriter bir figür olarak bilinir. Aynı zamanda tefecilikle uğraştığı ve aşirette hatırı sayılır bir güce sahip olduğu fısıltılarla dillendirilir. Bu konumu, ailesinin ve özellikle oğlu Veysel’in davranışlarına karşı bir dokunulmazlık zırhı oluşturur.
Burcu ve Veysel’in evliliği, Burcu için adeta bir kabusa dönüşür. Yaşına uygun olmayan sorumluluklar, duygusal ihmal ve en kötüsü de sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet, genç kadının günlük yaşamının bir parçası haline gelir. Veysel Yıldırım’ın sadakatsizliği de bu acı tabloyu tamamlar; Burcu’yu aldatması, ona olan saygısızlığını ve evliliğe olan ilgisizliğini açıkça gösterir. Bu durum, Bapli ve Yıldırım aileleri arasında da sürekli gerginliklere ve büyük sorunlara neden olur. Ancak Bahri Yıldırım, oğlunun bu acımasız davranışlarına hiçbir zaman müdahale etmez, onu cezalandırmaz, aksine sessiz kalarak bu duruma dolaylı yoldan destek verir.
Yıllar bu karanlık atmosferde akıp giderken, 2016 yılında Bahri Yıldırım, karıştığı bazı yasa dışı işler nedeniyle hapse girer. Bu durum, evin ve işlerin yönetimini oğlu Veysel Yıldırım’a bırakır. Babasının yokluğunda Veysel, dış dünyayla daha serbest bir ilişki kurma fırsatı bulur. İşte bu dönemde, Filiz adında yabancı uyruklu bir kadınla tanışır ve kısa sürede ona gönlünü kaptırır. Hatta karısı Burcu varken, Filiz’e evlenme sözü verir. Bu gizli ilişki, Veysel’in sorumsuz ve acımasız karakterinin bir başka göstergesi olur.
Kaderin acı bir cilvesi olarak, babası hapisteyken Veysel Yıldırım ve sevgilisi Filiz, gizlice Diyarbakır’a doğru bir yolculuğa çıkarlar. Ancak bu kaçamak, Muş-Bitlis karayolunda yaşanan korkunç bir trafik kazasıyla son bulur. Kazada hem Veysel hem de Filiz hayatlarını kaybeder. Bu beklenmedik ve trajik olay, her iki aileyi de derin bir yasa boğar.
Hapisteki Bahri Yıldırım, oğlunun ölüm haberini alınca sarsılır ancak kısa süre sonra kendi geleneksel ve otoriter düşünce yapısına geri döner. Gelinini, ölen oğlunun yerine diğer oğluyla evlendirme fikrini ortaya atar. Bu durum, Burcu için yeni bir travma kaynağı olur. Zaten zorla evlendirilmiş ve yıllarca şiddet görmüş olan genç kadın, kayınpederinin bu teklifini kesin bir dille reddeder. Artık kendi hayatı üzerinde söz sahibi olmak istemektedir.
Çaresizlik içinde kalan Burcu, tek umudu olan kardeşi Sertif Bapli’ye ulaşır ve ondan yardım ister. Sertif, ablasının yaşadığı acıları yakından bilen, ona karşı derin bir sevgi ve sorumluluk duyan genç bir adamdır. Ablasının yardım çığlığına kayıtsız kalamaz ve onu alarak Muş merkezde daha güvenli bir eve yerleştirir. Sertif, ablasının maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak için elinden geleni yapar ve ona yeni bir başlangıç yapması için destek olur.
Ancak hem Burcu’nun ailesi olan Bapli ailesi hem de ölen Veysel Yıldırım’ın ailesi, Bahri Yıldırım’ın isteği doğrultusunda Burcu’nun kayınbiraderiyle evlenmesi konusunda baskılarını sürdürürler. Bu evliliğe şiddetle karşı çıkan tek kişi Sertif Bapli’dir. Ablasının daha fazla mutsuz olmasına dayanamaz ve onun özgür iradesiyle bir hayat kurmasını ister. Bu duruşu nedeniyle Sertif, hem kendi ailesi hem de Yıldırım ailesi tarafından defalarca sözlü ve fiziksel saldırıya uğrar. Tehditler, hakaretler ve darp olayları Sertif’in hayatının bir parçası haline gelir. Buna rağmen, ablasına ve ölen eniştesinden olan iki küçük yeğenine sahip çıkmaktan asla vazgeçmez. Tam 8 yıl boyunca, tüm zorluklara göğüs gererek ablasına kol kanat gerer.
Aradan geçen uzun ve zorlu yılların ardından, 10 Aralık 2024 tarihinde Burcu, Sertif’e hayatında yeni bir sayfa açmak istediğini söyler. Murat adında, iyi kalpli ve anlayışlı bir adamla tanışmış ve onunla evlenmek istemektedir. Sertif, ablasının gözlerindeki umudu ve mutluluğu görünce çok sevinir. Onca acıdan sonra ablasının sonunda huzurlu bir yuva kurma ihtimali, Sertif için her şeyden değerlidir. Kendi can güvenliğini hiçe sayarak ablasının bu kararına destek olur ve evlilik hazırlıklarında ona yardımcı olur.
Ancak bu durum, hem Bapli hem de Yıldırım ailelerinin büyük tepkisini çeker. Onların geleneksel ve baskıcı zihniyetine göre, Burcu’nun kendi isteğiyle evlenmesi kabul edilemez bir durumdur. Sertif Bapli’ye yönelik tehditler yeniden başlar, hatta ölüm tehditlerine kadar varır. Aileler, düğün gerçekleşirse Sertif’i öldüreceklerini açıkça dile getirirler. Ancak Sertif için önemli olan tek şey, ablasının ve iki sevgili yeğeninin mutlu bir hayata kavuşmasıdır. Kendi canını feda etmeye hazırdır yeter ki ablası huzur bulsun.
Tüm tehditlere ve engellemelere rağmen Sertif, ablası Burcu’yu sevdiği adam Murat ile gizlice bir imam nikahıyla evlendirir. Bu cesur ve fedakarca davranış, ablasının mutluluğu için kendi hayatını riske attığının en açık göstergesidir. Nikahın duyulmasının ardından hem Bapli ailesi hem de Yıldırım ailesi, Sertif’e yönelik ölüm tehditlerini daha da artırırlar. Ancak Sertif Bapli, ablasının ve yeğenlerinin mutluluğu uğruna her şeyi göze almış, kendi canını hiçe saymıştır. Bu olay, bir kardeşin ablasına duyduğu sonsuz sevginin ve fedakarlığın yürek burkan bir öyküsü olarak hafızalara kazınır.