Son dakika haberlere göre, Füzeler ortaya çıktı! Dünya bu görüntüyü konuşuyor
Sekizinci yılını dolduran iç savaşta Suudi Arabistan’ın başını çektiği koalisyonla çatıştılar ve toprak kaybetseler de yenilmediler, İran tarafından Tahran’ın uydusu haline gelen dördüncü ülke olarak selamlandılar, Arap Yarımadası’nın en fakir ülkesi Yemen’de bugün batı kıyıları ve başkent Sanaa’yı kontrol ediyorlar. Neredeyse 100 yıllık Husi hareketi, Yemen iç savaşından sonra bu kez İsrail saldırılarıyla Orta Doğu’da bir kez daha adını duyurdu.
İran destekli Husi milisleri, önce geçen hafta İsrail’e doğru füzeler ateşledi ancak söz konusu füzeler Kızıldeniz’de konuşlu ABD savaş gemisine takıldı. Amerikan ordusu, Yemen’den fırlatılan füzeler ve insansız hava araçlarının USS Carney gemisi tarafından durdurulduğunu gösteren video yayınladı.
Halihazırda Kızıldeniz kıyısındaki stratejik liman Hudeyde’yi de elinde bulunduran Husi grubu, İsrail’in Gazze’deki savaşında asıl sürprizini 31 Ekim Salı günü yaptı. İsrail’in en güneyinde yer alan Eilat kentinde Salı günü hava saldırı sirenleri çaldı.
Kısa süre sonra İsrail ordusu bir insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurdu. Yemen’in batısındaki Husiler ise, yaklaşık 1700 kilometre uzaklıktaki İsrail tatil beldesine füzeler ateşlediklerini açıkladı. İsrail’e karşı açıkça savaş ilan eden örgütün sözcüsü Yahya Seri, saldırıların devam edeceğini de ekledi.
Akşam saatlerinde Husilerin hem balistik füze ateşledikleri hem de İsrail’e silahlı insansız hava araçları gönderdiği ortaya çıktı. Örgüt bugün kendi televizyonu El Mesira’dan İsrail’e füzelerin fırlatıldığı görüntüleri yayınladı.
1/14
2/14
3/14
4/14
5/14
6/14
7/14
8/14
9/14
10/14
11/14
12/14
13/14
14/14
El Mesira televizyonu, işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan Siyonist varlığın derinliklerine balistik füzeler ateşlendiğini vurguladı. Fırlatma rampalarının yanındaki Filistin bayrakları dikkat çekerken, yayında ayrıca drone’lar ve kanatlı füzelerin de yine İsrail’e yollandığı kaydedildi.
İRAN’LA İLK YAKINLAŞMA
Peki Husiler kim? 1990’lı yılların başında İran Devrim Muhafızları’yla doğrudan irtibata geçseler de, aslında 1500’lü senelerden bu yana aktifler. Yemen nüfusunun üçte birini oluşturduğu tahmin edilen, Şiiliğin bir koluna mensup Zeydiler, Osmanlı’nın İmparatorluğu’nun bölgeyi yönettiği 1500’lü senelerden I. Dünya Savaşı’na kadar birçok kez ayaklandılar. Zeydilerin kalesi, kuzeydeki Saada bölgesiydi.
1926’da Saada’da doğan, bölgedeki Zeydilerin güçlü ailelerinden Husilerin bir üyesi olan Bedrettin el Husi, ileride kurulacak olan topluluğun ruhani lideri olacaktı. Husi grubu, İsrail ve ABD karşıtı bir söyleme sahipti. ABD ile yakın ilişkilerinden dolayı Körfez ülkelerini de sıklıkla eleştiriyorlardı. 1979’daki İran İslam Devrimi’nden etkilenen hareket, devrimin liderlerinden Humeyni’nin söylemlerini benimsedi. Grubun İran’la ilk yakınlaşması böyle başladı.
BABA-OĞUL İRAN’A KAÇTILAR
Bu sırada Yemen’in güneyi ve kuzeyinde 1960’lardan beri var olan iki farklı devlet, 1990’da tek bir yönetim altında birleşti. Ancak ordular ortaklaştırılmamıştı. 1994’te ülkede iç savaş çıktı. Bu iç savaş sırasında Husilerle diğer Zeydi gruplar arasında da sorunlar çıkınca Bedrettin el Husi ve oğlu Hüseyin el Husi, İran’a kaçtı.
İRAN’IN ETKİSİ İLK KEZ 2004’TE BELİRDİ
Grup 1994’ten itibaren İran Devrim Muhafızları’dan doğrudan destek almaya başladı, İranlı komutanlar Husilerin oluşturduğu Ensarullah adlı silahlı örgüte eğitim verdi. Grubun silahları, askeri gereçlerı ve parası da İran’dan geliyordu.
İran’ın Husilere verdiği askeri eğitim ve silah desteğinin etkisi, ilk kez 2004’te daha net görülür hale geldi. Husiler, Suudi Arabistan sınırında yoğun olarak yaşadıkları dağlık bölgede Yemen hükümetine bağlı birliklere karşı silahlı ayaklanma başlattı.
2004’te Hüseyin el Husi öldüğünde Ensarullah örgütünün başına geçen kardeşi Abdülmelik el Husi geçti, zaman zaman yoğunluğu artan ve Suudi Arabistan’ın Yemen hükümetine verdiği destekle bastırılan bu çatışmalar 2010 yılına kadar sürdü.
Eylül ayındaki bir törende, bir Husi üyesi örgütün lideri Abdulmelik Husi’nin fotoğrafını taşıyor.
ARAP BAHARI’NDAN YARARLANDILAR
Aynı yılın son günlerinde Tunus’ta başlayan ‘Arap Baharı’ gösterileri kısa sürede Yemen’e de sıçradı ve Husilerin çatıştığı, 1978’den beri Kuzey Yemen’i, 1990’daki birleşmeden beri de ülkeyi yöneten Ali Abdullah Salih’in yönetimi devrildi. Yerine yine Suudi Arabistan tarafından desteklenen Mansur Hadi geçti.
İç savaş sırasında oluşan güç boşluğu ve karmaşadan yararlanan Husiler, yıllardan sonra ilk kez Saada’dan başlayarak bazı topraklarda doğrudan hakimiyetlerini ilan ettiler. Bu süreçte her ne kadar İran, Husilere destek verdiğine yönelik haberleri yalanlasa da, Husiler gittikçe güçlenerek nihayetinde 21 Eylül 2014’te başkent Sanaa’yı ele geçirdi.
Bu ilerleyişte, ülkede yeniden söz sahibi olmak istediği için taraf değiştiren eski düşmanları Ali Abdullah Salih’le yapılan işbirliğinin de etkisi oldu. Ali Abdullah Salih, 2017’de öldürüldü.
Kendisine ait savaş uçağı ve helikopterleri de bulunan Husiler, Eylül ayındaki askeri geçit töreninde füzelerini de sergiledi.
ÜÇE BÖLÜNMÜŞ BİR ÜLKE
Mart 2015’te ise bölgedeki en büyük rakibi İran’ın desteklediği bir grubun güçlenerek sınırlarında hakimiyet kazanmasına karşı Suudi Arabistan, Yemen’de operasyonlara başladı. Bu esnada kısa süreliğine de olsa Aden’in de kontrolünü ele geçirmiş olan Husileri buradan çıkardı. Ancak örgüt, Saada’dan başlayarak ülkenin kuzey batısını ve ülkedeki en kritik liman olan Hudeyda Limanı’nı da kapsayan batıdaki sahil kesimini bugün hâlâ kontrol ediyor.
2015’ten bu yana devam eden iç savaşta Birleşmiş Milletler aracılığıyla defalarca ateşkes için masaya oturulsa da hiçbir zaman kalıcı bir uzlaşma sağlanamadı.
Husiler, savaş devam ederken Suudi Arabistan’ın önemli petrol tesislerine füze saldırıları düzenledi.
Suriye, Lübnan ve Irak’ın ardından İran’ın etkisini gösterdiği dördüncü Arap ülkesi olan Yemen, bugün Husilerin yanı sıra Suudi Arabistan’ın desteklediği koalisyon ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin desteklediği güçler arasında üçe bölünmüş durumda. Bir de, çöl bölgelerinde El Kaide terör örgütünün varlığı biliniyor.
YÜZ BİNLERCE MİLİS GÜCÜ VAR
Sekiz yıllık iç savaşta yüzbinlerce insan öldü, dünyada son dönemin en kötü insani krizlerinden birinin yaşandığı ülkedeki nüfusun yüzde 80’i yardıma muhtaç. Milyonlarca çocuk da kıtlık ve çeşitli hastalıklar sebebiyle ölüm riskiyle karşı karşıya.
Birleşmiş Milletler’in yayımladığı bir rapora göre ise, Husilere bağlı yüz binlerce savaşçı olduğu tahmin ediliyor.